17 Nisan 2010 Cumartesi


Bir garip ilişkisi var demir yollarının içinden geçtiği şehirlerle. Köprülerin, katanerlerin altından, fazla yakınlaşmasına izin vermeyen kırmızı fenerlerin arasından bakar pencerelerden işveyle göz kırpan davetkar ışıklara. Tel örgülerle çevrelenmiş rayların üzerinden hızla geçerken bakar etrafına demiryolcular, şehrin hem çok yakın, hem ulaşılmaz devinimine. O şehir son durak bile olsa, demiryolcunun evi bile olsa uzak ve ulaşılmazdır. Kim bilir yarın hangi şehirde makas değiştirecektir makasçısı, kim bilir o uzun tiz çığlık hangi ovanın sonsuzluğunda yankılanacak, son selamı kime verecektir makinist. Şehirlerle ilişkisi gariptir demiryollarının, onları bir birine bağlar, ortasından geçer en işlek meydanın. Bu bile yakınlaştıramaz demiryolcuyu geçip gittiği şehre…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder